Archive | September 2012

Fahişe şöyle dedi: “Sevgili Haridas, Ey büyük vaazci, büyük kul,Vücudun çok güzel ve

gençliğinin baharındasın. Seni gördükten Sonra hangi kadın aklını kontroledebilir?”
Onaltıncı yüzyıl Hindistan’ının kast sistemine sıkı sıkı baglı olanlar Müslümanlarla herhangibir temas kurmaktan kaçınırlardı . Fakat modern günümüzün Hare Krisna hareketinin kurucusu olan Şri Çeytanya Mahaprabhu, Müslüman ailesinde doğmuş olan Haridas Takur’u namacarya mertebesine, yani Krişna’nın kutsal isminin manevi ögretmenligi mertebesine yükselterek darkafalılıgı ve önyargıyı yıkmıstır Sri Çeytanya, bu yolla en temel ögretilerinden birisini, yani Tanrıya adanmış büyük bir kulun. doğumuna veya sosyal konumuna bakılmaksızın saygı gösterilmesi ve onurlandırılması gerektigini göstermiş oluyordu.
Ruhsal bakımdan böyle bir mertebeye ulaşmış olan insan diğerlerinin yaşamlarını da tamamen değiştirebilir. Okuyacağınız bu hikaye Haridas Takur’un hayatından alınmış bir olaydır ve güzel bir fahişenin onun zikirinin gücü sayesinde nasıl Tanrıya adanmıs bir kul haline geldigini anlatır.

Günümüzde Banglades olarak bilinen. Benapola ormanında yalnız yaşayan bir
derviş kutsal tulasi birkisinin önünde oturmuş gece gündüz Krisna nın kutsal isimlerini zikrediyordu. Haridas Takur, Tanrının ismini günde üçyüzbin defa zikrediyordu. Sürekli olarak vecd halinde olan bu olağandışı ermişin vücudu zikirden aldıgı ruhsal güçle besleniyordu ve neredeyse hiç uyumuyordu Öylesine etkileyici bir sahıstı ki onu tanıyan herkes ona saygı gösteriyordu.

Fakat, Ramaçandra Han isminde bir toprak sahibi ve o bölgenin vergi toplayıcısı Rab Krisn’ya adanmış kullara haset ederdi. Haridas Takur’a gösterilen bunca saygıyı çekemedigi icin onu küçük düşürecek bir plan hazırlıdı. Bununla beraber, Haridas’in karakterinde hiçbir kusur bulamıyordu.
Sonunda, ermişi tuzağa düşürüp baştan çıkartmak için birkaç fahişe buldu ve onlara şunları söyledi: ‘Haridas Takur isminde bir dilenci var. Şimdi hepiniz gidin ve onu Çile yaşantısının ilkelerinden saptırmak için tahrik edin,” çile yaşantısı, başta cinsel zevk olmak üzere- bütün duyusal zevklerden vazgeçmiş olmak demektir. Ramaçandra Han, dervişin bekarlık yeminini bozmak ve onu alçaltmak için fahişelerin en gencini ve en güzelini seçti, ve bu fahişe, üç gün içinde Haridâs Takur’un aklını çeleceğine dair söz verdi.
Ramaçandra Han, fahişeye “Muhafızım seninle gelecek, ve seni Haridâs Tâkur’la görür görmez her ikinizi de yakalayıp bana getirecek.” dedi. Fahişe ise, “Önce onunla bir defa beraber olayım; ikinci defa onu görmeye giderken muhafızınla beraber giderim” diye cevap verdi.
Fahişe, o gece tahrik edici bir şekilde giyinip süslendikten sonra Haridâs Takur’un bahçesine gitti. Haridâs gençti, güçlüydü, ve yakışıklıydı, ve kız da onunla beraber olmaya çok hevesliydi. Tulasi bitkisine saygısını sunduktan sonra, fahişe, Haridas’ın kulübesinin kapısına gelerek saygılarını sundu, ve oraya oturdu. Fahişe vücudunun belli bir bölümünü ona sergiliyecek şekilde oturdu, ve ona şu tatlı sözleri söylemeye başladı.
“Sevgili Haridâs, ey büyük vaazcı, ve büyük kul, çok güzel bir vücuda sahipsin ve gençliğinin baharındasın. Hangi kadın seni görünce aklını kontrol edebilir? Seninle birleşmek istiyorum. Aklım bu düşünceyle dolu. Eğer seni elde etmezsem ruhumu ve vücudumu bir arada tutamam (yaşayamam).” dedi.

Haridâs Tâkur ise ona, “Seni kabul edeceğimden kuşkun olmasın, fakat zikirim bitene kadar beklemelisin. O zamana kadar lütfen otur ve kutsal ismin zikrini dinle. Bitirir bitirmez isteğini yerine getireceğim” diye cevap verdi.
Bunun üzerine, Haridâs Tâkur sabaha kadar zikretti ve fahişe de orada oturarak onun zikirini bitirmesini bekledi. Sabah olduğunu gören fahişe sonunda kalkıp gitti. Ramaçandra Hân’ın huzuruna çıkan fahişe ona şunları söyledi:
“Haridâs Tâkur benimle beraber olmaya söz verdi. Yarın kesinlikle onunla beraber olacağım” dedi.
Fahişe, bir sonraki gece tekrar geldiği zaman Haridâs Tâkur, ona “Dün gece bana biraz kızmış olmalısın. Lütfen kusuruma bakma. Seni kesinlikle kabul edeceğim. Lütfen otur ve ben zikirimi bitirinceye kadar Hare Krişna maha-mantrasının zikredilişini dinle. Böylece kesinlikte muradına ereceksin.” dedi.

Fahişe, Haridâs Tâkur’a ve tulasi bitkisine saygılarını sunduktan sonra yine kapının yanına oturdu. Haridâs Takur’un Hare Krişna mantrasının zikredişini dinlerken o da, “Ey Rab Hari, Ey Rab Hari” diye zikretmeye başladı.
Gece sona ermeye başladığı zaman fahişe sabırsızlanmaya başladı. Bunu farkeden Haridâs, “Ayda on milyon defa zikretmeye and içmiştim. Fakat bitirmeme çok az kaldı. Hare Krişna mantrasının zikirini bugün bitiririm sanıyordum. Kutsal isimlerin zikirini bu gece bitirmek için elimden geleni yaptım fakat bitiremedim. Yarın kesinlikle bitireceğim, ve böylece andım gerçekleşmiş olacak. Böylece, serbestçe seninle beraber olabilmem mümkün olacak.” dedi.
Fahişe, bunun üzerine Ramaçandra Hân’a geri dönerek rapor verdi. Fahişe, ertesi gün daha erken gitti ve bütün gece orada kaldı. Tekrar, Haridâs Takur’un zikredişini dinlerken, o da, Tanrının kutsal isimlerini “Hari, Hari” diye zikretmeye başladı.
Ermiş, yine, “Bugün zikirimi bitirmem mümkün olacak, ve senin arzunu tatmin edebileceğim” dedi.
Gece sona erdiğinde Haridâs hâla zikrediyordu, fakat sürekli olarak Haridas’ın zikredişini dinleyen fahişenin aklı değişmişti. Aklı tamamen arınan fahişe, Haridâs Takur’un nilüfer ayaklarına kapanarak herşeyi itiraf etti.
Fahişe, “Ben fahişelik mesleğini seçtiğim için sayısız günahlar işledim. Efendim, lütfen bana insaf gösterin ve düşkün ruhumu kurtarın.” diye yalvarmaya başladı.
Haridâs ona şöyle cevap verdi: “Ramaçandra Han’ın bana kurduğu tuzaktan haberim var. O bir budaladan başka birşey değil. Bu bakımdan, onun faaliyetleri beni mutsuz etmiyor. Ramaçandra Han bana bu tuzağı hazırladığı gün burayı terkedebilirdim, fakat sen geldiğin için seni kurtarmak amacıyla üç gün bekledim.”
Fahişe, “Manevi öğretmenim olarak, maddi var oluştan huzura kavuşmam için bana ne yapmam gerektiğini söyleyin lütfen” dedi.

Haridâs ise, “Hemen eve git ve sahip olduğun eşyaların hepsini brâhmanlara (rahiplere) dağıt. Ve sonra, ömür boyu Krişna şuurunda kalmak üzere buraya gel. Sürekli olarak Hare Krişna mantrası’nı zikret, ve tulasi bitkisine su vererek ve dualarını sunarak ona hizmet et. Bu yolla, çok geçmeden Krişna’nın nilüfer ayaklarına sığınma fırsatı bulabilirsin.” diye cevap verdi. Hare Krişna zikiriyle ilgili olarak fahişeye bunları söyledikten sonra Haridas Tâkur, Rabbin Kutsal ismini zikrederek ayağa kalktı ve oradan ayrıldı. Fahişe, evindeki bütün eşyalarını rahiplere dağıtarak manevi öğretmeninin emrini yerine getirdi. Haridâs’ı kendisine örnek alarak Hare Krişna maha mantrası’nı günde üçyüzbin defa zikretmeye başladı. Bütün gün ve bütün gece zikretmekle meşgul oldu, ve tulasi bitkisine ibadet etti. Çok az yiyerek ve oruç tutarak duyularını kontrol etmesini öğrendi. Duyularını kontrol altına alınca Tanrı aşkını kalbinde duyumsamaya başladı. Fahişe böylece kutsal bir kadın haline geldi ve ünü her tarafa yayıldı. Ruhsal bakımdan oldukça ilerlemiş olduğu için, Tanrıya adanmış birçok kul onu ziyaret etmeye başladı. Geçmişte fahişe olan bu kadının yüceliğini gören herkes bu işe hayret etti. Herkes, Haridâs Takur’un bu kadın üzerindeki etkisini övdü ve ona saygılarını sundu.
Ramaçandra Han ise Rabbin bir planıyla yıkıldı gitti. Bu arada, Haridas Tâkur gittiği her yerde Rabbin kutsal isminin yüceliğini vaaz ederek ilden ile dolaşmaya devam etti. Haridâs Tâkur, “Doğan güneşin, bir okyanus kadar derin olan bu dünyanın karanlığını dağıtması gibi, Rabbin kutsal isminin kusursuz alarak zikredilmesi de canlı varlığın günahkar yaşamının bütün tepkilerini dağıtır. Bütün övgüler, tüm dünya için hayırlı olan Tanrının kutsal ismi üzerine olsun.” derdi. Bir Müslüman olarak doğmuş olmakla beraber kutsal isimlerin manevi öğretmenliğine yükselen, ve Hindistan’ın en büyük adanmış ermişlerinden biri haline gelen Haridâs Tâkur’un samadhi mezarı günümüzde her yıl binlerce hacı tarafından ziyaret edilir.

http://www.harekrishnaturkey.org  /   harekrishnaturkey@yahoo.com

Tarafından sizin için çevrildi. Umarım faydalı bulmuş sunuzdur.

Bhaktivinode Thakura Beliriş Günü

Image

For English article please look below :

Vaişnavalar seste yaşamasına rağmen öldüğünü söyleyen hastalıklı düşünür! Vaişnavalar yaşamak için ölür ve yaşamak kutsal ismi etrafa yaymak içindir! Günlük Adamalar– Dravinaksa dasa (06-29-03)

Bhaktivinoda Thakura’ya hayranlık duymalı ve ibadet etmeliyiz.
Gerçek çok mahrem. Eğer gerçeği bilmek istiyorsanız, büyük açaryaları takip etmelisiniz. O zaman anlayacaksınız.

Bu yüzden aşkın bilimi anlayabilmek için bir guruya yaklaşmak Vedik buyruktur. Guru açıklamış olduğum bu gurular zinciri anlamına gelir.

Onun için bu günde, Bhakivinoda Thakura’ya hayranlık duymalı ve ibadet etmeliyiz çünkü o gurular zincirini modern çağda yeniden tanıttı.

Çaitanya Mahaprabhu’nun felsefesi neredeyse ikiyüz yıl içerisinde kaybolmuştu. Dolayısıyla Bhaktivinoda Thakura ideal bir guru.

Bir sannyasi değildi; ailesiyle, eşiyle, çocuklarıyla yaşayan bir aile reisiydi. Yine de bir guruydu.

Bhaktivinoda Thakura çok sorumluluk sahibi bir sulh yargıcıydı. Ve öylesine yüceydi ki genellikle saat beşte ofisinden gelir, akşam yemeğini yer ve diyelim ki hemen yedi de yatardı, sonra geceyarısı oniki de kitap yazmak için kalkardı.

Geriye yüz kadar kitap bıraktı. Bunlar çok öenmli kitaplardır. Bengali ve Sanskritçe dillerindeler. Ve bir çok da şarkı. Bir çok şarkı kitabı hazırladı.

Biz Bhaktivinoda Thakura’nın kitaplarını İngilizce çevirileriyle sunmaya çalışıyoruz.

Lord Çaitanya’nın doğumyerini kazı yaparak ortaya çıkardı ve Mayapur’da ki gelişimi örgütledi. Çaitanya’nın felsefesini vaaz vermeye giderdi ve yabancı ülkelere kitaplar satardı.
1896’da “ Çaitanya’nın Hayatı ve İlkeleri” ni Montreal’de ki MacGill Universitesi’ne satma girişimde bulundu.

Dolayısıyla o çok meşgul bir açaryaydı. Öyle ki kişi birşeyleri ayarlamak zorunda. “Çünkü ben bir aile reisiyim, bir vaiz olamam. Bu sannasinin ya da brahmaçarinin işi.” demek değildir. Hayır. Herkesin işi. Tüm dünya bilgi ihtiyacının acısını çekiyor.

Bhaktivinoda Thakura bir aile reisi, bir hükümet görevlisi, yargıç olduğu halde bir açaryaydı. Onun iş ilişkilerinden, hayatından bir kişinin yaşamın herhangi bir aşamında nasıl vaiz olabileceğini öğrenmeliyiz.

Onun için bugün hayranlığımızı, ibadetimizi Bhaktivinoda Thakura’ya sunuyoruz çünkü bizi Krişna bilincinde huzurlu bir ilerleme kaydetmemiz için kutsayabilir. Yalnızca açaryaların kutsamalarıyla çok hızlı ilerleme kaydedebiliriz. Hergün, “ Manevi ustanın, açaryanın merhametiyle, hemen Lord’un kutsamalarını kazanırız.” diye şarkı söylüyoruz. Hemen. (Srila Prabhupada’nın Söylevi. 23 Eylül 1969, Londra)

Vaişnavaların hala seste yaşadıkları halde!
Öldüğünü söyleyler hastalıklı düşünür
Vaisnavalar yaşamak için ölür ve yaşamak,
Kutsal ismi yaymaya çalışır!

(Bhaktivinode Thakura tarafından 1871’de Srila Haridasa Thakura’nın samadhisinde yazıldı.)

Hare Krsna Hare Krsna Krsna Krsna Hare Hare,
Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare

http://www.harekrishnaturkey@yahoo.com / harekrishnaturkey@yahoo.com

He reasons ill who tells that Vaisnavas die When thou are living still in sound! The Vaisnavas die to live, and living try to spread the holy name around! Daily Devotions–Dravinaksa dasa (06-29-03)

We should adore and worship Bhaktivinoda Thakura.

The truth is very confidential. If you want to know that truth, you have to follow the great acharyas. Then you will understand.

Therefore Vedic injunction is that in order to understand the transcendental science, you must approach a guru. Guru means this disciplic succession, as I have explained.

So on this day, we should adore and worship Bhaktivinoda Thakura, because in the modern age he reintroduced the disciplic succession.

Caitanya Mahaprabhu’s philosophy was almost lost within two hundred years. So Bhaktivinoda Thakura is an ideal guru.

He was not a sannyasi; he was a householder, living with family, wife, children. Still, he was guru.

Bhaktivinoda Thakura was a very responsible magistrate. And he was so exalted that he would come from his office generally at five o’clock, take his supper and immediately go to bed, say at seven o’clock in the evening, then he wakes up at twelve o’clock to write books.

He left behind about one hundred books.These are very important books. They’re in Bengali and in Sanskrit. And many songs. He has prepared many song books.

We are trying to present Bhaktivinoda Thakura’s books in English translation.

He excavated the birthplace of Lord Caitanya and organized its development in Mayapur. He used to go to preach about Caitanya’s philosophy and used to sell books to foreign countries.

In 1896 he attempted to sell “The Life and Precepts of Caitanya” in the MacGill University in Montreal.

So he was a very busy acharya. So one has to adjust things. Not that “Because I am a householder, I cannot become a preacher. It is the business of the sannyasi or brahmacari.” No. It is the business of everyone. The whole world is suffering for want of knowledge.

Although Bhaktivinoda Thakura was a householder, a government officer, magistrate, but he was an acharya. From his dealings, from his life, we should learn how one can become a preacher in any stage of life.

So we offer our adoration, our worship to Bhaktivinoda Thakura today because he may bless us to make peacefull progress in Krsna consciousness. Simply by the blessings of the acharyas we can make very rapid progress. We sing every day, “By the mercy of the spiritual master, acharya, we immediately get the blessings of Lord.” Immediately. (Lecture by Srila Prabhupada Sept. 23,1969 London)

He reasons ill who tells that Vaisnavas die
When thou are living still in sound!
The Vaisnavas die to live, and living try
to spread the holy name around!

(Written by Srila
 in 1871 on the samadhi of Srila Haridasa Thakura)

Hare Krsna Hare Krsna Krsna Krsna Hare Hare,
Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare

RESMİ DUYURU

Sevgili Dostlar,
Bize Akif Manaf ile ilgili bazı sorular geliyor.
Bay Akif Manaf’ın International Society for Krishna Consciousness ( ISKCON ) üyesi olmadığını bildiririz.
Herkese duyururuz ki, Bay Akif Manaf International Society for Krishna Consciousness ( ISKCON ) üyesi değildir.
Bay Akif Manaf, Yoga Academy adı ile bilinen yoga okulunu işletmektedir.
Bay Akif Manaf ve Yoga Academy ISKCON’u temsil etmemektedir.
ISKCON kurucusu Srila Prabhupada, felsefesi ve aktiviteleri hakkında detaylı bilgi isteyenler bu adresten ulaşabilirler:
harekrishnaturkey@yahoo.com
Hepinize en iyi dileklerimiz ile.
Hare Krsna
ISKCON, Turkey